bir demet tiyatro

türk televizyon tarihinin en başarılı ve dolu programlarından biriydi. izlerken mest oluyorduk. (bkz: yılmaz erdoğan) (bkz: demet akbağ) (bkz: erdal tosun)

en güzel sahnelerden biri buydu ayrıca müziği süperdi

son dönemleriydi ama en sağlam sahnelerinden biri https://www.youtube.com/watch?v=TAYqUCwcYz0">'>https://www.youtube.com/watch?v=TAYqUCwcYz0

hala ismini duydukça çalar kulağımda müziği ve çöker üzerime bir hüzün.

saldıray abi.

-asuman. +efendim? -sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya... +evet? -ciddiye alma. bizi sevdamız ondan büyük.

--- spoiler --- +asuman -efendim +sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya -evet +ciddiye alma bizim sevdamız ondan büyük --- spoiler ---

dönemimizin en büyük eğlencesi idi. hem tiyatro, hem televizyonculuk adına güzel bir iş ortaya çıkmıştı. ama yaşar üstadın dediği gibi o iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler. demirin tuncuna, insanın picine kaldık.

''ve o anda mükremin kapıda belirdi. aman allahım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi!'' -feriştah yenge

"yüreğimde "gitme" diyecek takat kalmadı benim. sevmeye mecalim yok anlıyor musun asuman? zaten senin pederin kara listesinin kenar süsü olmuşuz. ne yapayım seni de kendimle beraber yakayım mı? hem bakma sen evleneceğin adam kötü biri değil. en azından parası var, yaparsın bir çocuk oturursun aşşağı. merak etme mükremin çıtır'ı da unuttuğundan daha az hatırlarsın. hani insanın canı bazen, hiç hesapta yokken içli köfte ister ya, öyle birşey işte. o gün de köfte yemeyiver be asuman..."

asuman, sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya, ciddiye alma, bizim sevdamız ondan büyüktür.

radyoda bir şarkının sunuluş şeklidir. " şimdi radyosunun sesini kısabilen dinleyicilerimiz için geliyor haluk levent - yollarda bulurum seni"

asuman: senin beni eskisi kadar sevmediğin her halinden anlaşılıyor zaten. mükremin: nerden anlaşılıyor? asuman: elini tutuyorum, elimi bırakıyorsun. gözüne bakıyorum, gözüme bakmıyorsun. mükremin: bilmiyorum asuman, bilmiyorum. doğrudur yani, kalbimin eski çarpıntısını kaybettiği. tüm aramalara rağmen bulunamadığı, inkar edilebilecek bir gerçek olsa niçin inkar edilmesin öyle değil mi? o ki inkar edilebilir, edersin gider yani "yok böyle bir şey." dersin, gider yani. asuman: bak ağzınla söyledin işte sonunda. mükremin: ben konuşmak için en müsait yer ağız diye şey ettim ama. asuman: ee, beni artık sevmiyorsun öyle mi? mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, değişik, gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı. hani bir şey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu. asuman: şimdi ne oldu peki? mükremin: bilmiyorum asuman, bilmiyorum. kalbim bir kuyunun dibindeki bir suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. yukarı tırmanmaya çalışıyor ama ne yapsın kuyunun duvarları düz, kuyunun duvarları ıslak...

demet akalanın yeni şarkısı

"içimde lise son sınıfın son cumasının ince kederi var."

asuman sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya ciddiye alma. bizim sevdamız ondan büyüktür.

başlığı görmek bile aklımda jenerik müziğinin çalmasına yetiyor.

i̇çimde lise son sınıfın, son cumasının ince kederi var.

her sigara gördüğümde aklıma tek bir sahne gelir; - mükremin abi niye o sigarayı öyle intikam alır gibi içiyorsun sigara sana bir şey mi yaptı? - tarifsiz kederler içinde hüzünlere bulandım lütfiye, önüm arkam sağım solum keder. edit: harf hatası

asuman: beni artık sevmiyorsun, öyle mi? mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bi'şey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu. asuman: şimdi n'oldu peki? mükremin:bilmiyorum asuman, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz, kuyunun duvarları ıslak..

"yüreğimde ‘gitme’ diyecek takat kalmadı benim. sevmeye mecalim yok, anlıyor musun asuman? zaten senin pederin kara listesinin kenar süsü olmuşuz. ne yapayım? seni de kendimle beraber yakayım mı? hem bakma sen.. evleneceğin adam kötü biri değil. en azından parası var. yaparsın bi' çocuk, oturursun aşağı. merak etme, mükremin çıtır'ı da unuttuğundan daha az hatırlarsın.. hani insanın canı bazen, hiç hesapta yokken içli köfte ister ya, öyle bir şey işte. o gün de köfte yemeyiver be asuman...."

"ve o anda mükremin kapıda belirdi, aman allahım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi"

üzerindekileri çıkar ne dediğin anlaşılmıyor..

"mükremin'in edeleli vücudu orada dursun, ben burada numan'ın gobeenden pamukçuk toplayayım!" (bkz: feriştah)

"ve o anda mükremin kapıda belirdi, aman allah'ım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi."

"Hayatın bodrum katına oturmuşuz, gelen geçenin ayakkabılarını seyrediyoruz."

"İçimde lise son sınıfın, son cumasının ince kederi var.."

- mükremin abi niye o sigarayı öyle intikam alır gibi içiyorsun sigara sana bir şey mi yaptı? - tarifsiz kederler içinde hüzünlere bulandım lütfiye, önüm arkam sağım solum keder

13 hazirandan itibaren cumartesi pazarları tekrar bölümleriyle ekrana dönüyormuş.

Mükremin abinin laflarla raks edişi muhteşem anlar çıkarıyor. Gayet güzel bir silsile izlenmesini tavsiye ederim.

İyi haber gibi görülse bile yiyeceği sansürler sebebi ile çokta beklenen gibi olmaz diye düşünüyorum. Gerçi şu bomboş içeriklerle dolu televizyon ekranlarına bu bile çok. Küçükken izlerdik çünkü gençliğimize denk gelen bir program değildi. Ne hatırlıyorsun dersen karakterleri ve konuşma şekillerini derim.

“ Birine söylediğin bir söz, yaptığın bir iyilik uçup gitmiyor ki. Birini güldürdün mü mesela uçup gütmiyor ki yanağında izi kalıyor, belki bin yıl...” Bir Demet Tiyatro

''sen şimdi arabalı vapurun güvertesinden denize bakacaksın ya; ciddiye alma, bizim sevdamız ondan büyük.''

"ve o anda mükremin kapıda belirdi, aman allah'ım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi.”

Bu nasıl bir dizidir böyle, ünlü olan pek çok oyuncunun yolu geçmiş buradan: Engin Günaydın, Şafak Sezer, Binnur Kaya, Olgun Şimşek, Ata Demirer... Demin gördüm, Avrupa Yakası'ndaki Kubilay bile oynamış. Hatta "dur bakalım başka kimler var" diye Google'a baktım, Cem Yılmaz, Hande Ataizi, Gürkan Uygun, Tolga Çevik de rol almış dizide. Saydıklarım kadar olmasa da başka kimler var kimler. T: Türk dizi tarihinde önemli bir yere sahip olan dizi.

10. sınıfta edebiyat dersinde tiyatro konusunu işlerken izletmişti hocamız. İzlemesi çok keyifliydi

her cumartesi ve pazar star'da yayınlanıyor. hatta şu an ekran başına geçenler izleyebilir.

"bak asuman, sana karşı yüreğimde meydana gelen yer sarsıntılarını inkar edecek değilim. sen benim his dünyamın ekvatorunda sayılırsın. merkezindesin yani."

İsmini duyduğumda hâlâ içimden kıkır kıkır güldüğüm bir repliği yazmadan geçemeyeceğim bu başlığı. "Bak Züleyha, misal kaplumbağalar var bir canlandır kafanda. Onlar sevişmek için ne kadar işkence çekerler bilir misin? Bak Züleyha, biz kaplumbağa değiliz. Sevişmemek için hiçbir neden göremiyorum."